Disleksi Merkezimiz Ankara’da, disleksiye sahip çocukların okuma, yazma ve matematik becerilerin gelişimi için destek eğitim veren M.E.B.‘e bağlı ücretsiz eğitim merkezidir.
Merkezimiz, ayrıca disleksiye bağlı dil ve konuşma bozukluğu yaşayan öğrencilerimiz için Hacettepe Üniversitesi mezunu dil ve konuşma terapisti uzmanlarla bireysel dil ve konuşma terapisi düzenler.
Psikologların da bulunduğu eğitim kadromuz, her bireyin eğitsel, sosyal ve davranışsal gereksinimlerini kapsayan eğitim programlarını, bireysel eğitim planına uygun bir şekilde verir.

İçindekiler
- Ankara Disleksi Eğitimi
- Disleksi Raporu Danışmanlığı
- Disleksi Nedir?
- Disleksi Bir Hastalık Mıdır?
- Disleksi Testi
- Disleksi Belirtileri
- Disleksi Nasıl Anlaşılır?
- Disleksi Ne Zaman Fark Edilir?
- Disleksi İyileşir Mi?
- Disleksi Genetik Mi?
- Disleksi Tedavisi Mümkün Mü?
- Özel Eğitimin Rolü ve Önemi
- Disleksi Eğitimi Nasıl Olmalı?
- Disleksi Olan Çocuğa Okuma Yazma Nasıl Öğretilir?
Ankara Disleksi Eğitimi
Bir öğrenme güçlüğü olarak karşımıza çıkan disleksi, günümüz itibariyle üstesinden gelinebilen bir sorundur. Ankara disleksi merkezi faaliyetleri içerisinde etkili bir şekilde hizmet sunan kurumumuz, deneyimli kadrosuyla çözüm odaklı bir eğitim programı uygulamaktadır. Alanlarında uzman olan personel yapımız sayesinde disleksi eğitimi noktasında modern eğitim yöntemleri başarılı bir şekilde uygulayabiliyoruz.
Disleksi; bireylerde dikkat dağınıklığı sorununa neden olmaktadır. Bundan dolayı disleksi eğitimi sürecinde eğitim ortamının mutlaka bu süreçle uyumlu olması gerekmektedir. Bu durumun bilincinde olan kurumumuz, eğitim ortamındaki çevresel faktörleri, disleksi eğitimiyle uyumlu hale getirmektedir. Kurumumuz hem aile bilgilendirmesi hem de psikolog desteği noktasında öğrenci merkezli faaliyet içinde yer almaktadır.
Disleksi Raporu Danışmanlığı
Özgül öğrenme güçlüğü tanısı konulmuş olan öğrencilere yönelik olarak; devlet ücretsiz bir şekilde eğitim alma hakkı tanımıştır. Bu hakkın elde edilmesi için öncelikli olarak özgül öğrenme güçlüğü raporu almak gerekmektedir. Bu noktada disleksi sorunu yaşayan öğrencilerin özgül öğrenme güçlüğü raporu almaları gerekmektedir. Kurumumuz bu noktada raporu danışmanlığı ve servis hizmetini sizlerle buluşturmaktadır. Üstelik kurumumuz bu tür hizmetler için hiçbir şekilde ek bir ücret de talep etmemektedir. Şayet velimiz talep edecek olursa; belge takibi de dahil olmak üzere sürece dair kurumumuz rehberlik çalışması yapmaktadır.
Disleksi Nedir?
Disleksi tanımını ilk yapan İngiliz Doktor W.P Morgen’a göre Disleksi ‘‘doğuştan kelime körlüğüdür’’. Avrupa Disleksi Derneği ise disleksiyi; okuma, yazma ve heceleme becerilerini öğrenmede nörolojik kökenli bir farklılık olarak tanımlamıştır. Aynı zamanda özgül öğrenme güçlüğü olarak da bilinmektedir. 1980’li yıllarda keşfedilen disleksi için yapılan araştırma ve incelemeler sonucu konuşma farklılıkları ve hafıza zayıflığı değerlendirmesi yapılmıştır. Disleksi, her beş çocuktan birini etkileyen, kişinin öğrenme, konuşma ve yazma becerilerini olumsuz yönde etkileyen nörolojik temelli bir bozukluk olmaktadır. Disleksi her ırkta, kültürde ve sosyo-ekonomik düzeyde görülebilen bir bozukluktur. Disleksi bireyleri normal ya da üstün zekalı olmalarına rağmen okuma-yazmada ve sayısal işlemlerde sorun yaşayabilmektedirler. Bilinenin aksine disleksinin zeka geriliği ile hiçbir alakası yoktur. Disleksi, öğrenme güçlüğüdür. İşitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları görülmektedir. Disleksi olan insanlar kelimeleri veya rakamları farklı şekillerde anlamlandırabilirler. İletişimi de etkileyen bu durum kişinin sosyal hayatını da fazlasıyla etkilemektedir. Disleksili çocuklar sosyal ve eğitim hayatlarında yaşadıkları sorunlar nedeni ile kendilerinin anlanmadığını düşünebilmektedirler. Bu nedenle çocuklarda okula gitmek istememek ve ders faaliyetlerine katılmaktan kaçınmak söz konusu olabiliyor. Disleksik bireyler yetenekli ve üretken zihinlere sahiplerdir ama aynı zamanda da öğrenmelerinde farklılıklar söz konusudur. Albert Einstein ve Leonardo da Vinci gibi tarihte adı geçen pek çok dahi de çocukken disleksi sorunu yaşayan kişilerdi.
Disleksi Bir Hastalık Mıdır?
Toplumun yanlış öğrenmesi üzerine disleksi bir hastalık olarak görülmektedir. Ancak disleksi bir hastalık ya da zeka eksikliği göstergesi olmamaktadır. Öğrenme, her insanda aynı şekilde ve aynı hızda olmamaktadır. Disleksi öğrenmeyle ilgili süreçte zihinsel becerinin kullanılmasında yaşanan farklılıktır. Disleksi bir hastalık olmadığı gibi ilaç ile tedavisi de olmamaktadır. Disleksili bireylerin en önemli gereksinimleri kendileri için özel ve disleksi belirtilerini azaltabilecekleri sıkı bir eğitim almaktır. Burada özel eğitimcilere, psikiyatristlere, öğretmene ve aileye büyük yük düşmektedir. Erken farkedilen disleksi, erken ve doğru eğitim yöntemleri ile oldukça azaltılabilir. Çocuğun akademik başarısını etkileyen bütün belirtileri en aza indirmesi erken tanı ve tedavi ile yakından alakalıdır.
Disleksi Testi
Disleksi ilk olarak çocuğun ailesi ve öğretmenleri tarafından fark edilebilmektedir ancak bir çocuğa taşıdığı belirtiler yüzünden disleksi tanısı koymak doğru olmaz. Disleksi belirtilerinden birkaç tanesini kendimizde de görmek mümkündür ancak bu bizim disleksi olduğumuzu göstermez. Aile, çocuğunu gözlemler ve çocuğunun birçok belirtiyi taşıdığını görür. Daha sonra çocuğun sınıf öğretmenine danışıp eğitim başarısını gözlemlemesini istemelidir. Böyle bir durumda bir uzmana danışılması gerekmektedir. Disleksi tanısı birkaç farklı testin sonuçlarını topluca değerlendirilerek konulabilmektedir. Tek bir disleksi testi kendi başına disleksi tanısı konulmasına yetmemektedir.
Disleksi testi, özel öğrenme güçlüğü belirtileri gösteren kişilere uygulanmaktadır. Disleksi için geliştirilmiş özel ölçekli test yoktur. Türkiye’de disleksinin tespit edilebilmesi için CAS zeka testi, WISC-IV ve yetişkinler için VİNEGRAD testlerinden yararlanılır.
VİNEGRAD testi: 1994 yılında Michael Vinegrad tarafından 20 soruluk bir evet-hayır testi olarak hazırlanmıştır. Dil, beceri ve örgütsel alanda zayıflıkların tanımlanması için tasarlanmıştır. Bu test tek başına tanı koymak için yeterli değildir, kendi farkındalığınızı oluşturmak için vardır.
CAS zeka testi: 5-17 yaş grupları arasındaki çocukların bilişsel değerlendirme gerektiren çalışmalarda zeka ölçümünü değerlendiren bir test olmaktadır. Bireysel olarak uygulanan bir testtir ve aynı zamanda da nörolojik değerlendirme olanağı da sağlamaktadır. Testin yaklaşık olarak 60 dakika uygulama süresi vardır. CAS zeka testinin 4 önemli aşaması vardır bunlar; Planlama, ardışık bilişsel işlemler, dikkat ve eş zamanlı işlemler olmaktadır. Cas testi ile psikolojik, nörolojik veya akademik pek çok sorun değerlendirilebilmektedir. WISC-IV testi: 6-16 yaş grubunu kapsayan bir zeka testi olmaktadır. Bireysel olarak uygulanan bu test tanı koymak için en geçerli uygulama olmaktadır. Bu test çocuğun zeka seviyesini (IQ seviyesi) belirlemek için kullanılmaktadır. Yaklaşık olarak 65-115 dakika uygulama süresi vardır. WISC-IV testi kendi içerisinde 4 bölüme ayrılmaktadır ve her bir bölüm kendine göre testlerden oluşmaktadır. İşlem hızı, akıl yürütme ve algılama, sözel kavram yeteneği ve çalışma belleği olarak 4 farklı alanda testler çocuğa uygulanmaktadır.
Disleksi Belirtileri
Disleksi okul öncesi dönemdeki çocuklarda zor fark edilebilir. Okul çağına gelen çocuklarda problem öğretmenler tarafından fark edilmektedir. Aynı zamanda disleksi yetişkinleri de etkilemektedir. Disleksinin belirtileri yaşa ve disleksi becerilerine göre de değişebilmektedir. Okul öncesi dönemde disleksi, bebeğin veya çocuğun konuşabilme becerisine bakılarak da belirti bulunabilir. 15 aylık bir bebeğin ilk kelimelerini söyleyememiş olması veya 2 yaşına gelmiş bir bebeğin ilk cümlesini kurulmamış olması belirti için bir örnektir ve disleksi için risk grubunda görülmektedirler. Disleksi belirtilerini maddeleyecek olursak
- Konuşmayı geç öğrenme
- Okumayı geç öğrenme ve okuma güçlüğü
- Rakam ve harfleri tersten algılama
- Kendi ismini oluşturan harfleri tanımlamada zorlanma
- Kafiyeli kelimeleri öğrenmede güçlük çekme
- Alfabe ve tekerlemeleri söylerken zorluk çekme
- Kendini ifade ederken kullandığı kelimeler arasında bağlantı kuramama ve mantık hataları olması
- Duyduklarını anlama ve kavramada sorun yaşama
- Okulda okuma içeren faaliyetlere katılmak istememe
- Kelime belleklerinin sınırlı olması
- Bozuk ve düzensiz yazı yazmak
- Yazı yazarken harf atlamak
- Zıt ifadeleri karıştırmak
- Yazı okurken oldukça yavaş bir şekilde okumak
- Ezber yaparken zorluk yaşamak
- Sınıf ortamında okuma faaliyetlerinde sessiz ve çekingen davranma
- Okul fobileri vardır
- Tarih ve isimleri hatırlamada zorlanma
- Hatalara karşı abartılı şekilde tepki verme
- Stresten kolayca etkilenebilme
- Folklor gibi etkinlerde adım ve hareketleri hatırlayamama
- Düşünceleri kağıda dökmede sorun yaşama
- Görsel ve işitsel uyarıcılar ile dikkatin kolayca dağılması
- Aritmetik sıraları hatırlamakta güçlük çekmek
- Sorulara cevap oluştururken zorlanma
- Yabancı bir kelimeyi telaffuz ederken zorlanma
- Karmaşık kelimeleri anlamlandıramama veya şakalı cümleleri anlayamama
- ‘d’ harfini ‘p’ harfi olarak algılama
- Akranlarına göre fiziksel aktivitelerin daha zayıf olması
- Ayrıntılı işlerde üzerlerinde baskı hissi oluşması
- Görev ve zaman paylaşımlı işleri yapmaktan kaçınırlar.
Sıralanan belirtiler yetişkin, çocuk ve okul öncesi döneme kadar geniş bir yaş grubu için disleksi belirtileri olarak sıralanabilmektedir. Disleksinin belirti yelpazesi oldukça geniş olmaktadır. Bu belirtilerden bir iki tanesi bizlerde de olabilir ancak Disleksi olan kişilerde birden fazlası uzun vadede görülen ve öğrenmeyi fazlasıyla etkileyen belirtiler olmaktadır.
Disleksi Nasıl Anlaşılır?
Disleksinin erken tanısı oldukça önemlidir. Disleksinin yaş dönemlerine göre belirtileri olabilmektedir. Aile ve eğitimcilerin çocukları gözlemlemede üzerlerine önemli rol düşmektedir. Disleksi genellikle ilkokul dönemlerinde daha çok fark edilebilmektedir çünkü çocuk akademik ve sosyal olarak pek çok zorluk yaşamaya başlar. Disleksi zeka geriliği değildir, normal veya yüksek zekaya sahiplerdir ancak öğrenmede güçlük çekerler. Disleksinin anlaşılması için pek çok belirti vardır ve bu belirtilerin çoğu da birbiri ile ilişkisi vardır. Disleksi belirtileri bir zincir olarak düşünülebilir. Örneğin bir çocuğun dili ve okuması gelişmedi ise telaffuz edemez, okuma becerisi diğer arkadaşlarından geri kalır, sınıf içerisinde okumalı etkinliklere katılmak istemez, kendini ifade etmekten ve iletişim kurmaktan kaçınır. Dolayısıyla birbirini etkileyen belirtiler görülmektedir. Disleksi nasıl anlaşılır birkaç örnek vererek aileler ve eğitimciler için farkındalığı arttıralım.
- Benzer ve sesteş harfleri karıştırabilirler.
- Geriye doğru saymada zorlanırlar.
- Yazı yazarken kalemi çok bastırırlar veya çok silik yazarlar.
- Dikkat eksikliği sorunu yaşarlar ve kolayca sinirlenirler.
- Yerinde duramama ve aceleci tavırları vardır.
- Konu anlatımlı etkinliklere ilgisiz davranırlar.
- Rakamları veya harfleri ters yazarlar.
- Konuşma sırasında doğru kelimeleri seçemezler ve cümlelerinin arasına sürekli
Disleksi Ne Zaman Fark Edilir?
Disleksi genelde 1 ya da 2 yaşında (12-24 ay) fark edilebilir hale gelmektedir.
Öğretmenin, veliye bu durumu iletmesinden sonra ailenin hastaneye yönlendirilmesi sonucunda uzman hekim kontrolünden geçerek Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde eğitsel tanısını koymaktadır.
Disleksi İyileşir Mi?
Disleksi bir hastalık değildir ve dolayısıyla da ilaçla tedavisi yoktur. Disleksili bireyler özel eğitim almalıdırlar. Özel eğitim sayesinde disleksi belirtileri azaltılabilir ve akademik başarı arttırılabilir. Ancak disleksi yaşam boyu sürmektedir. Uluslararası Disleksi Derneği; disleksinin azaltılabileceği ve aşılabileceğini ancak ortadan tamamen kaldırılamayacağını söylemektedir. Çoğu disleksi hastası çeşitli terapi ve özel eğitim desteği alarak eksikliklerini gidermektedir. Erken tespit, uygun terapi ve değerlendirmeler sonucu çocuğun başarısı arttırılabilir. Araştırmalara göre erken tespit ile çocuğun alacağı eğitim ve destek oldukça yararlı ve başarı arttırıcı olabilmektedir. İlkokul seviyesindeki disleksili çocukların %83 ü aldığı doğru eğitim ile akademik hayatını başarılı olarak yürütebilmektedir. Disleksi olan bireylerin kendine güvenleri arttırılmalı, aileler tarafından desteklenmeli ve doğru eğitim almaları sağlanmaktadır. Eğitim yolunda disleksili çocukları kendilerie olan güvenleri zaman zaman düşebilmekte. Çocuğa destek olmakta aile ve öğretmenin rolü oldukça büyüktür. Disleksili bireyler en ufak hatalarından etkilenebilir ve dikkatleri de kolayca dağılabilir. Eğitim yolunda öğrencinize veya çocuğunuza moral vermeli, hatalarında sabretmesini öğretmeli ve onu gözlemlemelisiniz. Disleksi yaşam boyu sürmektedir ve bu yüzden çocuğa kendisi ile barışmasını, başarıya ulaşmak için çok kez hata yapabileceğini ancak başaracağını aşılamak ailenin ve özel eğitimcinin görevi olmaktadır.
Disleksi Genetik Mi?
Uzman doktorlara göre: disleksi genetik ya da sonradan beyinde oluşan hasarlar sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Disleksisi olan çocukların ailelerinde veya ebeveynlerinde disleksi görülebilmektedir bu yüzden disleksi kalıtsal bir bozukluktur. Disleksi olan bir çocuğun kardeşleri arasında da okuma-yazmada problemler yaşadığı görülebilir. Ailede anne ya da babanın disleksi olması çocuklarda da disleksi görülmesinde yüksek bir ihtimal getirebilmektedir.
Disleksi Tedavisi Mümkün Mü?
Halk arasında, disleksi etkilerinin ortadan kaldırılmasında sadece medikal tedavi yöntemleri ile iyileşme sağlanacağı konusunda bir yanlış inanış vardır. Disleksi etkilerinin ortadan kalması ancak eğitsel yollarda mümkündür. Uzman eğitimcilerle beraber yönetilecek bir süreç dahilinde disleksi etkilerinin geçmesinde eğitsel terapi ile rahatça güçlüğün üzerinden gelinebilmektedir. Hollanda Sağlık Komitesinin 1997 yılında yapmış olduğu araştırmada disleksinin eğitim ile aşılabileceği konusunda uzmanlar mutabık kalmıştır. Disleksi eğitimi sadece okuma ve yazmaya yönelik olmamalıdır. Eğitimcilerimiz, özellikle ilkokul ve ortaokul çağında okuma yazma yönünden geride kalmış olan çocukların sosyal ve duygusal beklentilerini de eğitim içerisine dahil ederek psikolojik destek vermektedirler. Disleksi her yaşta tedavi edilebilecek bir güçlüktür. Her güçlük gibi, disleksinin de erken teşhisi güçlüğün daha erken iyileştirilmesi açısından önemlidir. Disleksi, bireyin yaş almasıyla beraber rutin işlerde daha çok kendini belli edeceğinden şüphelenildiği andan itibaren disleksi etkilerinin ortadan kaldırılması için disleksi eğitimi programları hazırlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, disleksi yaşam boyu süren bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim programının erken başlaması, birey için önemlidir.
Özel Eğitimin Rolü ve Önemi
Özel öğrenme güçlüğünde (disleksi),özel eğitimin rolü ve önemi azımsanmayacak derecede önemlidir. Disleksili bireyler çoğunlukla özel eğitim okullarında okuma, yazma ve algı becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. Özel eğitim merkezlerinin amacı da bireysel eğitim üzerine olduğundan disleksi üzerindeki özel eğitimin rolü ve önemi gelişimi açısından büyük önem arz etmektedir. Özel eğitim okullarında, disleksili birey için dersler özel olarak uzmanlar tarafından planlanmaktadır. Ayrıca aileleri de belirli aralıklarla bilgilendirerek disleksi etkilerinin ortadan kaldırılmasında en önemli ayaklarından biri sayılan aile eğitimini yapmaktadırlar. Özel eğitimde disleksili çocuğa istendiği takdirde psikolojik destekte sunulmaktadır. Böylece genel eğitimden (ilkokul, ortaokul ve lise) farklı olarak özel eğitimde çocuğun edineceği kazanımların sayısı fazla olmaktadır.
Disleksi Eğitimi Nasıl Olmalı?
Disleksi eğitiminde görsel algıya yönelik eğitimlerin artması gerekmektedir. Disleksili birey, özel olarak ilgilenilmesi gereken bir güçlüğe sahiptir. Sık sık yönlendirmeye ihtiyaç duyabilir. Disleksi eğitiminde birey konuyu tam kavramadan diğer konuya geçmemelidir. Verilecek olan ödev veya görevleri oldukça sade ve yalın bir biçimde vermeye çalışın. Sık sık tekrar yapılması disleksi eğitiminde kilit noktalardan bir tanesidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta çocuğu sıkmadan hatta gerekirse kısa aralar verilerek çocuğun eğitimine devam edilmesidir. Anlatacağınız hikayeler, fıkralar ve masallar çocuğun ilgisini çekebilecek düzeyde olmalıdır. Disleksi eğitimi sabır isteyen bir süreçtir. Bu yüzden öfke kontrolü disleksi eğitiminde yapılması gereken durumlardan birisidir.
Disleksi eğitiminde çocuk her daim başarılı olamayabilir. Bu durumun onun motivasyonunu bozmasına izin verilmemelidir. Teşvik edici sözler söylenmelidir. Örneğin: “aferin sana, ne de güzel yaptın! Harikaydın.” gibi.
Olumlu davranışların tekrarlanması açısından davranışları ödüllendirin.
Disleksi eğitiminde anlayışlı olmak, disleksi eğitiminin en olması gereken ruh halidir. Çocuklar çok hata yapabilir fakat asla pes etmemeleri sağlanmalıdır.
Disleksi Olan Çocuğa Okuma Yazma Nasıl Öğretilir?
Disleksisi olan çocuklara okuma ve yazmayı öğretmek ve öğrenmeyi sevdirmek oldukça zor ve zaman alıcı olabilir. Disleksili çocuklar genellikle okuma yapmayı sevmez ve okumalı etkinliklerden kaçınırlar. Ayrıca öğrenme sürecinde de ani çıkışları ve sinirlenmeleri de gözlemlenebilmektedir. Disleksili bir çocuğa okuma yazma eğitimi verirken özel eğitim merkezleri ve bu alandaki uzmanlara yönlendirilmeniz en doğrusu olacaktır. Özel eğitim merkezleri çocuğunuz için en iyi eğitim planını hazırlarlar. Bir uzman ile işbirliği içerisinde olmak çocuğun eğitimi için önemlidir. Bunun yanında çocuğun ebeveyni ile yaptığı öğrenme etkinliklerinde ebeveynlerin, çocuklarının öğrenim sürecini dikkat çekici ve eğlenceli bir hale getirmeleri mümkündür. Öğrenimleri sırasında çeşitli araç ve oyuncaklardan destek almanız çocuğunuz için dikkat çekici olacaktır. Örneğin kinetik veya normal kum ile harfleri yazıp çocuğunuzun dokunmasına izin verin. Bu etkinlik çocuğunuzun hissederek ve görerek o harfi öğrenmesine yardımcı olacaktır. Çocuğunuz ile okuma etkinlikleri yapın ve onun ilgisini çekeceği, kendi seçtiği kitapları okuyun. Çocuğunuza eğitimi sırasında zevk almasını sağlayarak dikkatini toplamanız önemlidir. Disleksili çocuklar öğrendiklerini hatırlamada zorluk çekebilmektedirler bu yüzden de okuduğunuz metinlerde aralara sorular serpiştirin ve çocuğunuza yöneltin. Bu şekilde çocuğunuzun ilgisi okumaya yönelecek ve okuma etkinliğine katılmasına teşvik etmiş olacaksınız. Çocuğunuzun eğitimi sırasında ona sabır aşılamalısınız. Disleksili çocuklar bir etkinlikte başarısız olduklarında sabırsız davranabilmektedirler. Çocuğunuzu eğitime teşvik ettirmek ve sabırlı olmayı aşılamak ona başarıya giden yoldaki en önemli adımları attıracaktır.
Disleksi Bir Zekâ Sorunu Mu?
Disleksi ve zekâ arasında direkt olarak değil dolaylı yoldan bir ilişki vardır. Disleksi tanısı almış bireylerin zekâ sorunu yaşadıkları son derece yanlış bilinen bir efsanedir. Disleksiyi tespit için IQ testleri, tanılamada kesin doğru sonuç vermemektedir. Günümüzde, ortalama zekâ düzeyinin üzerinde olan hatta üstün zekâlı kabul edilen pek çok birey bulunmaktadır. Disleksi zekâ ile açıklanabilir fakat IQ testleri ile çocuğun okuma becerisini ölçmek yanlış bir uygulamadır.
Disleksi Bir Görme Problemi Midir?
Disleksi bir görme problemi değildir. Disleksinin en yalın haliyle tanımı bir özgül öğrenme güçlüğüdür. Disleksi ile görme duyusu arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Disleksili bireyin harf veya sayıları ters veya farklı görmesinin sebebi beynin yapısındaki işlev bozukluğudur. Beyinde oluşan; görsel işleme sorunları, serebral korteksin işlevini yerine getirememesi, beyin gelişiminde yaşanan problemler, travma gibi problemler dolayısıyla disleksi oluşabilir. Eğitimciler, görme problemi olarak değil öğrenme güçlüğü olarak sınıflandırmışlardır.
Disleksi Sonradan Olur Mu?
Disleksinin oluşma sebebine baktığımızda disleksinin sonradan oluşumu gayet mümkündür. Yetişkinlerde de disleksi olmaktadır. Disleksi, çoğunlukla okul öncesinden itibaren ortaya çıksa da nadiren yetişkinlerde de görülebilir. Yetişkin disleksinin en önemli belirtileri;
- Yönlerde karışıklık,
- Yavaş okuma,
- Okurken kelime atlama,
- Not tutarken zorlanma,
- Türkçe veya yabancı dil altyazılı dizileri takip edememe olarak sıralanabilmektedir.
Bunların yanı sıra duyduklarını tam kavrayamama, deyim ve şakaları idrak etmede zorlanma da yetişkin disleksisi belirtileridir.
Disleksi İçin Hangi Doktora Gidilir?
Disleksi, ilaçla tedavisi olmayan nörolojik bir bozukluktur. Disleksiden şüphelenilen çocuk ilk olarak rehberlik ve araştırma merkezlerine götürülmesi gerekmektedir. Rehberlik ve araştırma merkezleri, ailenin çocuğunda görmüş olduğu belirtileri dinledikten sonra çocuğa birkaç test uygular. Testleri değerlendirir ve raporlar. Bu raporlar dahilinde disleksiden şüphelenilen çocuk psikiyatri kliniğine yönlendirilir. Çocuk psikiyatri kliniğinde disleksi tanısı konulmaktadır. Buradan sonra Rehberlik ve araştırma merkezlerine önemli bir rol düşmektedir. Rehberlik ve araştırma merkezleri disleksisi olan çocuğun eğitimindeki başarısını arttırmayı amaçlarlar.
Disleksi Testi Nerede Yapılır?
Disleksi testleri özel eğitim merkezleri, hastaneler, devlet veya özel sağlık kuruluşları tarafından uygulanmaktadır. Disleksi testleri çocuk psikiyatrist tarafından uygulanmaktadır.
Disleksi İçin Öneriler
Disleksi için aileler ve öğretmenler koordineli bir şekilde çalıştığında güzel ilerlemeler sağlanmaktadır. Erken teşhis disleksi de çok büyük öneme sahiptir.
Aileler disleksiyi kabullenmeli, bunun için inkar sürecine girmemelidir. Disleksi, çözümü olmayan bir hastalık değildir. Doğru yapılmış bir eğitim planı ile hızlı sonuç alınabilir.
Özel eğitim öğretmeninin verdiği eğitimin, aile içerisinde de devamlılığı sağlanmalıdır.
Okul-Aile-Öğrenci işbirliği yapılmadığı takdirde aile tek başına doğru karar veremeyebilir ya da eksik karar verebilir, süreç uzayabilir. Bu yüzden okul ile ailenin ve öğretmenin iş birliği içerisinde olması süreç açısından çok kıymetlidir.
Sosyal anlamda desteklenmesi için kurum psikolog ya da rehber öğretmeni ile görüşmeler sağlanmalıdır.
Sabırlı ve hoşgörülü olmaya özen gösterilmelidir.
Özellikle çocuğa karşı ani duygu değişimlerine girilmemelidir. Çok sinirlenip aniden yumuşamak gibi davranışlar uç noktalarda ve değişken olmamalıdır.
Öğrenme güçlüğü çeken çocuğun kendisini ifade etme, bir şeyler ortaya koymasına izin vermek yararlıdır.
Öğrenme sürecinin yavaş olduğunu unutmayın.
Yapılacak bir eğitimin binbir farklı yol ile öğretilebileceğinin farkında olun.
Pekiştireç kullanmaktan asla imtina etmeyin. Ödül pekiştireçleri güçlüklerde etkin motivasyon sağlayan araçlardan bir tanesidir (etkinlik bitince sevdiği yemek ya da oyuncak vermek gibi).
Odanın ve sınıfın ortam düzenlemesi yapılmalıdır. İlgi çekici, dikkat dağıtıcı unsurların bertaraf edilmesi gerekir.
Görsel algının gelişmesi için; resimli kitaplar, hikayeler, animasyonlar, renkleri kullanın. Hikayeleri olabildiğince sesli bir şekilde okumaya çalışın. Metinlerdeki sesleri vurgulayın.
Okul Öncesinde Disleksi Nasıl Anlaşılır?
Toplumda kanıksanmış bir başka yanlış bilgilerden bir tanesi okul öncesinde disleksinin teşhis edilemeyeceğidir. Araştırmacı Unhjem, Eklund ve Nergard-Nilssen’in yapmış olduğu 2015 yılındaki güncel araştırmaya göre; okul öncesinde disleksinin anlaşılması için dikkat edilmesi gereken bazı noktaların olduğunu tespit etmişlerdir. Bunlar;
- Konuşmada gecikme,
- Konuşurken kelimeleri karıştırma,
- Zaman ve mekansal kavramları kullanmada güçlük,
- Sayım işlemlerinde sıkıntı yaşama,
- Dikkat problemleri,
- Konsantrasyon ve yoğunlaşma problemleri,
- Düşük benlik algısı gibi kritik noktalara dikkat edilmesinin önemli olduğuna dikkat çekmişlerdir.
İlkokul çağında, okul öncesi döneme kıyasla disleksi belirtileri daha fazla fark edilir olmaktadır. Bununla birlikte ailelerin gözlemleri de okul öncesi dönemde erken tanı için oldukça önemlidir. Çocuklarında bir farklılık olduğunu anlayan aileler uzmana danıştıklarında genellikle benzer tanımlamalar yaptıkları görülmüştür. Bu tanımlamalar şu şekildedir;
- Çocuğumun yaşıtları onu dışlıyor ve oyunlarına almak istemiyorlar.
- Çocuğum ev içerisindeyken ailesi ile vakit geçirmek istemiyor ve bizle oyun oynamaktan kaçınıyor.
- Yaşına göre kolay gelecek faaliyetlerde sakarlıklar ve hatalar yapabiliyor.
- Çok kolay bir şekilde sinirleniyor ve derdini ağlayarak anlatıyor.
- Bazı kelimeleri ve sesleri söylemekte zorlanıyor ya da söyleyemiyor.
- Zıt kavramları zor öğreniyor, kolayca unutup karıştırıyor.
Gelişimsel problemler çocuğun davranışlarına da oldukça etki etmektedir ve bu yüzden çocuğun akademik ve sosyal hayatının etkilenmemesi için erken tanı ve eğitim çocuğun ileriye dönük hayatı için oldukça önemlidir. Disleksi, eğitim ile üzerine gidilmesi gereken bir bozukluktur ve sadece bu sayede belirtileri aza indirilebilmektedir. Eğitim, disleksi için tek ve en büyük ölçüde çözüme gidilebilecek yoludur.
Okul öncesinde disleksi anlaşıldığında genelde ilkokulda ve ortaokulda yaşıtları ile uyum sağlayacak düzeye gelmektedirler. Bu yüzden okul öncesi disleksi için kritik bir dönemdir. Daha sonraki dönemlerde de eğitimsel plan yapılsa da yaşıtları ile denk olması açısından okul öncesinde disleksinin fark edilerek okuma becerisinin kazandırılması planlamaları yapılmalıdır. 24 aylık çocukta konuşma görülmediği takdirde disleksi olasılığı artmaktadır.
- Rakam ve harflerin ters algılanması, sağ-sol yön tariflerinde zorlanma, dikkat dağınıklığı, akranlarına göre daha yavaş hareketler, okula karşı isteksizlik gibi belirtiler okul öncesinde disleksi oluşumunu göstermektedir.
Bilgi Talep Et
Ücretsiz değerlendirme ve servis talep edebilir, uzmanlarımızdan ücretsiz danışmanlık alabilir, karşılaştığınız problemleriniz için sizleri arayabiliriz.